Bir çeşit terapi yöntemi: “Dans Etmek”

meril
2 min readAug 4, 2021

--

Dansçılar, Igor Stravinsky’nin “The Rite of Spring” bestesini, Pina Bausch’un koreografisiyle yorumluyor, Brooklyn Academy of Music.

Bugünkü yazımda küçüklüğümden beri uğraştığım fakat iyileştirici gücünü pandemi sürecinde fark ettiğim, hayatımın bir parçası olan danstan bahsedeceğim.

Kendimi, hayatı çok fazla sorguladığım bu dönemde dans, kendi duygularımla yüzleşmemi, benliğime ulaşmamı sağlayan bir çeşit terapi yöntemi oldu. Bedenimi müziğe teslim ederek içimideki bastırılmış duyguları açığa çıkarmamı sağladı. Hem bilincime hem de bilinçaltıma, serbest bıraktığım bedenimle ve dürtülerle bağlanarak kendim hakkında birçok şey keşfettim.

Dans; bedenimizi, zihnimizi ve ruhumuzu bütünleştirmektir. Dişil enerjide derinlik yaşamayı, içindeki bastırılmış ürkmüş ötelenmiş küçük çocuğu ayağa kaldırıp kendisinin farkına varmasını sağlayarak güçlü bir kadına çevirmeye yardımcı araçtır.

Dansta yanlış hareket yoktur. Çünkü kendimizi ifade etmenin yanlış yolu (hareketi) yoktur. Dansta var olan her şey doğrudur. Bu nedenle ortaya farklı bir güzellik çıkarırız ve kendimizi kuşlar gibi hafif ve özgür hissederiz. Bizi özgür kılanda canımızın ne isterse yapabileceğimiz ve sonucunda hep doğruya ulaşacağımızın bilincinde olmamızdır.

“I’m not interested how people move, but what moves them.”

- Pina Bausch

“Spirite” — George Roux
“Spirite” — George Roux, 1885

İnsanın ölümsüzlüğü aramasının bir farklı yolu olan sanatın, insan ruhuyla bütünleşmesini anlatan, ve bakmaktan zevk aldığım bir tabloyu paylaşmak istiyorum. Kim nasıl yorumlar bilmiyorum ama benim hissettiğim, tutkusunu gerçekleştirirken kendini kaybedermişçesine piyano çalan bir kadın. Çevresine yaydığı beyaz, görkemli ışıksa tutkusunu gerçekleştirmenin ve anı yaşamanın mutluluğunun dışarıya yansıması. Arkada siyahların arasına karışmış, yüzünde şaşkın ve hafif heyecanlı bir ifade olan erkek ise, böylesine tutkuyla piyano çalan ruh karşısında hayret ediyor.

Kendini kaybediyor demek yerine aslında kendi gerçek benliğine ulaşıyor, “kendini buluyor” diyebiliriz. Bize dayatılan “Kendini bul!” önermesi yerine kendimizi kaybettiğimiz, bu şekilde akışı yakaladığımız ve anla bir olduğumuz o şeyi bulmalıyız. Ancak o zaman “an”ı yaşayabiliriz!

--

--

meril

engineer, content creator, part-time dancer, art lover and Erleichda!